google.com, pub-3163838852151076, DIRECT, f08c47fec0942fa0 ŞEHİTLİK ÜZERİNE
top of page
  • Yazarın fotoğrafıYitik

ŞEHİTLİK ÜZERİNE

Bu yazı Zeytindalı Harekatı kapsamında Afrin'de şehit düşen 11 yiğidimizin ardından 19 Şubat 2018 tarihinde kaleme alınmış, görülen lüzum üzerine yeniden paylaşılmıştır.


Silah, mühimmat, teçhizat, savaşçı sayısı ve teknik üstünlük elbette önemlidir. Ancak savaşta asıl belirleyici unsur savaşçının psikolojisi ve motivasyonudur. O yüzden bu süreçte kalem erbaplarının, siyasilerin ve medya mensuplarının yazdıklarına, söylediklerine biraz daha ihtimam göstermeleri gerekir.

“Nereye?” sorusuna “Kızılelmaya!” diyen tankçı, zırhlı aracın içinde “Düğüne gidiyoruz” diyen asker, ele geçirdikleri her noktaya şanlı bayrağımızı dikip, Bozkurt selamıyla ezan okuyan yiğitler geri dönmeyi düşünmeden atılıyorlar düşman üzerine. Onların moralini bozmaya kimsenin hakkı yok.


Meskun mahal çatışmaları sırasında da aynı şeyler yaşanmıştı. Orada kelle koltukta savaşan yiğitlerin taşıdığı Göktürkçe “TÜRK” yamalarına yahut BOZKURT selamlarına kafayı takmıştı birileri. Hatta 1365 şehidin kanıyla neticelenen meskun mahal çatışmalarından hemen sonra askeri birliklerde BOZKURT ve TÜRK yamalarının kullanımı yasaklanmıştı. Ancak Zeytin Dalı Harekatı ile birlikte yeniden yiğitlerimizin omuzlarında, göğüslerinde bu ongunları, sembolleri görmeye başladık.


Her milletin bir sembolü, bir ongunu vardır. Fransızların horozu, Rusların ayısı vb. gibi. Türklerin ongunu ise geçmişten günümüze Bozkurt olmuştur. Bozkurt, Türklüğün ve cesaretin sembolüdür. O yüzden kimsenin bu ongundan gocunmasına gerek yoktur.

Şehitlerimize bakın hemen hepsinin Bozkurt selamıyla çekilmiş bir fotoğrafını görebilirsiniz. Ha keza Suriye’de Türk askerini gören çocuklar da Bozkurt ongunuyla askerimizi, bayrağımızı selamlamaktadırlar. Hâl böyle iken “Bu işaret islamın ruhuna aykırıdır” diyerek kerameti kendinden menkul açıklamalar yapan “eski” siyasilere söyleyebileceğimiz tek şey onları sahaya davet etmek olacaktır. Evet, buyurun o zaman sizler de sahaya inin ve “islamın ruhuna uygun (!)” işaretlerle savaşın.


Demem o ki; eyvallah biz bu vatanı karşılıksız seviyoruz, devletimize canımız, kanımız feda olsun. Bizi sevmeyin ona da eyvallah. Lakin gölge de etmeyin be kardeşim. Zeytin Dalı Harekatı kapsamında yürütülen faaliyetlerin icrası sırasında dün -dile kolay- tam (11) yiğidimiz şehit oldu. Her birinin yürek yakan ayrı bir hikayesi vardı elbet. Böyle bir günün sabahında, üstelik operasyona destek verdiğini bildiğimiz gazetelerden birinde, bir köşe yazarının “AFRİN’DE ÖLENLER ŞEHİT DEĞİL Mİ?” başlıklı yazısını okuyunca kalemi kuşanmak elzem oldu diye düşündüm.

Aslında yazarın kaleme aldıkları olumsuz şeyler değil. Ancak bu başlıkla sunulduğu için, insanı incitiyor. En azından ben böyle düşünüyorum.

İnsanların birbirleriyle sağlıklı iletişim kurabilmelerini sağlayan yegane araçtır dil ve kavramlar. Kavramlar anlamını yitirirse ya da kavramlara farklı anlamlar yüklenirse, bazen anlatılmak istenen konunun karşımızdaki insanda ya da kitlede yansıması çok farklı olabilir. O yüzden gündelik telaşlar içerisinde erozyona uğrayan ya da kasten dejenere edilen kavramlara karşı hassas olmamız gerekir. Dejenere edilen kavramlardan bana göre en önemlilerinden birisidir ŞEHİTLİK ve ŞEHADET.


İslam’ a göre “Müslüman olan, yalnız ve yalnız Allah için harbe giden, hiçbir gaye ve menfaat taşımayan, ilây-ı kelimetullah ve din-i İslâm’ın yayılması için gayret eden; dinini, vatanını, namusunu korumak için, o niyetle ölenler” şehittir. Yüce Allah onlar için Kur’an-ı Kerimde şöyle buyurur : “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın, Bilakis onlar diridirler, Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin ve sevincini duymaktadırlar.” (Ali İmran 169 -170 )


1-Dünya ve ahiret şehidi (Kâmil Şehit): Şehit denildiği zaman genelde bunlardan birincisi kast edilmektedir.Buna “Kamil Şehit” te denir. Çünkü İslam fıkhında şehit ile ilgili zikredilen özel fıkhi uygulamalar bunlar için geçerlidir. Bu şehitlerin cenazeleri yıkanmaz,kanları ve elbiseleri ile gömülürler ve bu halde cenaze namazları kılınır. Sadece üzerlerinde bulunan necaset, pislik varsa temizlenir, ve üzerlerinde bulunan fakat kefen sayılmayacak cinsten olan kürk, kalpak, ayakkabı ve silah gibi eşyalar ve fazlalıklar çıkartılır. Namazı kılındıktan sonra elbise ve kanlan ile defnedilirler.Bu mertebede ki şehitliğin gerçekleşmesi için kaynaklarımızda bazı kriterler belirtilmiştir , bunları kısaca şöylece belirtebiliriz:


2-Ahiret Şehidi: Ahiret şehidi kısmına giren şehitler, ahîrette şehit sevabına kavuşurlar. Ama dünyada kamil şehit hükmüne tabi tutulmazlar. Bunlarda diğer ölüler gibi yıkanır, kefenlenir ve cenaze namazları kılınarak defnedilirler. Yukarıda kamil şehit için zikredilen şartlardan birisini kaybeden şehitler bu kısma girerler.


3-Dünyada Şehit Sayılanlar: Bunlar zahirde şehit muamelesine tabi tutuldukları halde, ahirette şehadet sevabına nail olamayanlardır. Dış görünüş itibarı ile müslüman sayıldıklarından, müslümanlarla beraber cihat meydanında ölmeleri halinde, aynen kamil şehit gibi muamele görürler, onun için yıkanmazlar, kefenlenmezler, elbiseleri ve kanları ile namazları kılınarak gömülürler.


Hülasa; şehitlik ve şehadet İSLAM’ a özgü bir kavramdır. O yüzden taslarını başka çeşmelerden dolduranların sıkça söyledikleri “GÖREV ŞEHİDİ”, “DEVRİM ŞEHİDİ” vs gibi kavramlar deli saçmasından başka bir şey değildir.


Mülk-û millet, din-û devlet için sefere giden askerlerimizin şehadetini sorgulamak en kibar ifadeyle abesle iştigaldir. Allah’ın vaadi haktır. Rabbim hepimize kâmil şehadet nasip eylesin. Bu vesileyle bayrak solmasın diye kanlarını sebil eden yiğitlerimizi bir kez daha rahmetle yâd ederken, gazilerimize de acil şifalar diliyorum.


Yahya Kemâl Beyatlı’nın ölümsüz dizeleriyle biz de yakarıyoruz;


Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın Galib et; çünkü bu son ordusudur İslâm’ın!



64 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page