ÇEÇENİSTAN VE KAFİROV

Çarlık döneminden günümüze kadar Rusya’ya karşı verdikleri bağımsızlık mücadelesi ile Türk milletinin gönlünde haklı bir yeri vardır Çeçenlerin.

Ancak son zamanlarda Çeçenistan Devlet Başkanı Kadirov’un açıklamaları ve nihayet bugün Kadirov’a bağlı askerlerin Ukrayna’ya gitmeden önce çektirdikleri toplu namaz videolarının sosyal medyada viral olmasıyla Türk kamuoyunda ciddi bir kafa karışıklığı oluştuğunu müşahede ettim. O yüzden kısaca yazmanın faydalı olacağını düşündüm.

Ramazan Kadirov’u ve bugün durduğu noktayı anlayabilmek için yakın tarihe göz atmak gerek.

Babası Ahmet Kadirov Stalin’in 2. Dünya savaşı sırasında sürgüne yolladığı Çeçen bir ailenin çocuğu olarak 1951’de Kazakistan’da doğdu. Ahmet Kadirov 1989 yılında Kuzey Kafkaslardaki ilk İslam Enstitisü’nün başkanı oldu.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Cahar Dudayev’in başkanlığındaki Çeçenya 1991 yılında bağımsızlığını ilan etti. Ancak Rusya Federasyonu bunu kabul etmedi ve askeri müdahalede bulundu. Böylece 1994 Aralık ayında ilk kapsamlı Çeçen-Rus savaşı başlamış oldu.

Bu süreçte Ahmet Kadirov da, Cahar Dudayev’in yanında yer alarak Ruslara karşı savaşanların arasındaydı. 1995 yılında Cahar Dudayev yönetimi tarafından önce müftü yardımcısı akabinde de baş müftü olarak atandı.

Cahar Dudayev'in 21 Nisan 1996'da Rus bir senatörle görüşürken telefon sinyalinin tespit edilerek Rus savaş uçağından atılan füze ile şehit edilmesine karşın devam eden savaşta Çeçenler başarı göstermiş, kaybettikleri başkentleri Grozni dahil şehirleri geri almayı başarmışlardı.

Bunun üzerine 31 Ağustos 1996'da taraflar arasında önce ateşkese ardından bir anlaşmaya varılmış, Rus birlikleri Çeçenya'dan çekilmişti. Ancak Çeçenya daha gevşek bağlarla da olsa Rusya Federasyonu'na bağlı kalmaya devam etmişti. Tüm bu süreçte Ahmet Kadirov Dudayev’in yanında yer almış ve bağımsızlık fikrini savunmuştu.

Dudayev’in şehadetinden sonra yerine geçen Aslan Mashadov Çeçen mücahitler arasında tam kontrolü sağlayamadı. Bu geçiş döneminde Çeçen gruplar arasında önemli fikir ayrılıkları oluştu.

Çeçen lider Şamil Basayev’in komutasındaki bir grupla beraber Dağıstan'daki bağımsızlık yanlısı gruplara yardım için bu ülkeye girmesini bahane eden Rusya, bu sefer de 29 Eylül 1999'da başlayan ikinci harekatı başlattı. Ve bu harekat sırasında Çeçenler arasındaki fikir ayrılığından faydalanmayı da bildi.

İşte bu süreçte Ahmet Kadirov; Basayev’i silah zoruyla islami bir devlet kurmaya çalışmakla suçlayarak bu grupla yollarını ayırdı ve Çeçen halkına Rus askerlerine karşı silahlı direniş yapmamaları çağrısında bulundu. Bunun üzerine Aslan Mashadov, Kadirov’u vatan haini ilan ederek baş müftülük görevinden azletti.

Nihayet Rus askerlerinin Çeçenistan’a girmesiyle birlikte, Rusya Devlet Başkanı Putin 2000 yılı içerisinde Çeçen yönetiminin lideri olarak Ahmet Kadirov’u başa getirdi.

Rus kuklası hükümet ve Kadirov birkaç kez direnişçiler tarafından hedef alındı. Ve nihayet Ahmet Kadirov, 9 mayıs 2004 günü Grozni’de stadyumda düzenlenen 2. Dünya savaşı zafer kutlamaları sırasında Çeçen mücahitlerin bombalı saldırısında öldü.

O tarihte 28 yaşında olan oğlu Ramazan Ahmetoviç Kadirov, babasının yürüttüğü ilişkileri devraldı ve Rusya ile tam bir işbirliği içerisinde hareket etti.

Çeçen gruplar arasındaki ayrışmanın büyümesiyle birlikte pek çok bağımsızlık yanlısı eski savaşçıyı da etrafında toplamayı başardı. Ramazan Kadirov’a 2004 yılında Putin tarafından Rusya Federasyonu Kahramanı ünvanı verildi.

Bu işbirliği elbette karşılıksız kalmadı. Önce başbakanlık koltuğuna oturdu ve ardından 2007 yılında Çeçen Cumhuriyeti’nin ikinci devlet başkanı Alu Alkanov’un ölümüyle birlikte Putin’in de desteğiyle Çeçenistan Devlet Başkanı oluverdi.

Ramazan Kadirov’un bu sadakatinin tek ödülü elbette bu değildi. Federasyon içinde bulunan 88 özerk yapı içerisinde silahlı gücü bulunan tek bölge Çeçenistan’dır.

Ramazan Kadirov’un Rusya tarafından teçhizatlandırılan 30 bin kişilik bir kişisel ordusu bulunuyor. Elbette Kadirov kendisine tanınan bu imtiyazların hakkını (!) Putin’in açık yahut gizli pek çok silahlı faaliyetine destek olarak fazlasıyla verdi, veriyor.

Tıpkı dün Kırım’da, Suriye’de ve nihayet bugün Ukrayna’da olduğu gibi.

Hatırlayacaksınız, daha birkaç ay önce Körfez Belediyesi tarafından açılan bir parka Cahar Dudayev adı verilmesi üzerine yaptığı hadsiz bir açıklamayla şimşekleri üzerine çekmişti Kadirov; “Binlerce insanın ölümünden sorumlu olan teröristlerin isimleri parklara veriliyor. Bizim de buna karşılık verme hakkımız var. Örneğin Grozni'de Abdullah Öcalan'ın ismini ölümsüzleştirmek çok mantıklı ve siyaseten doğru bir hamle olur.” diyordu.

Yani bir zamanlar babasının birlikte bağımsızlık mücadelesi verdiği Dudayev’i terörist olarak nitelendiriyordu. Elbette bunu yapmasının kendince önemli nedenleri vardı.

Rusya yanlısı Çeçen yönetiminin kurulmasının ardından Çeçenler üçe bölündü.

Birincisi Kadirov yönetimi, İkincisi halen Londra’da faaliyetlerini yürüten Ahmet Zakayev’in başında olduğu Çeçen İçkerya Cumhuriyeti adlı yapı. Üçüncüsü ise Kafkas İslam emirliği adını taşıyan yapı. Ancak Emir Dokka Umarov’un 2013’de öldürülmesiyle birlikte bu yapı artık etkinliğini büyük ölçüde yitirdi. Çeçen İçkerya Cumhuriyeti ise Çeçenistan’un işgal altında olduğunu savunuyor ve Türkiye dahil Avrupa’nın pek çok ülkesinde fahri konsolosları bulunuyor.

İşte Kadirov’un yukarıdaki hadsiz açıklamayı yapmasına neden olan şey de tam olarak buydu. Zira parkın açılışında Çeçen İçkerya Cumhuriyeti’nin bayrağı çekilmiş ve Çeçen İçkerya Milli Marşı okunmuştu.

Kadirov; her ne kadar Dudayev’i terörist olarak nitelese de, tıpkı onun gibi Türkiye üzerinden Avrupa ve dünya ile ilişkiler geliştirmeyi de denedi. Ancak taşıdığı tasmadan dolayı hiçbir zaman Türkiye’den beklediği karşılığı alamadı.

Bugün yayınlanan görüntülerden sonra ise artık asla böyle bir şeyin hayalini bile kuramaz hale geldi.

Zira Çeçenistan deyince Türk Milletinin aklına Şeyh Şamil, Şamil Basayev, Cahar Dudayev, Salman Raduyev gibi kahramanlar gelir.

Ruhunu şeytana satmış Rus uşakları değil!