google.com, pub-3163838852151076, DIRECT, f08c47fec0942fa0 UNUTMAK İHANETTİR
top of page
  • Yazarın fotoğrafıYitik

UNUTMAK İHANETTİR


"Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür." der eskiler. İnsanoğlu elbette unutur. Lakin öyle olaylar, öyle anlar vardır ki unutmak şöyle dursun bir an bile akıldan çıkarmamak gerekir. Zira tarih tekerrürden ibarettir.


Yakın tarihimizde yaşanan meskun mahal operasyonları yahut Hendek Operasyonları da bir an bile aklımızdan çıkarmamamız gereken anlara sahne olmuştur. Bir başka ülkede yaşanmış olsa muhtemelen hakkında abartısız yüzlerce film yapılır, binlerce kitap yazılırdı. Hiç olmazsa 793 şehidimizin aziz hatırasını diri tutmak için birlikte o günlere kısa bir gezinti yapmak ister misiniz?


Her şeyin riyası vardır. Kalbinde hardal tanesi kadar iman olmayan bir insan, sırf “desinler” diye bir ömür beş vakit namaz kılabilir, alnını secdeden kaldırmayabilir. Ya da ne bileyim yiyecek ekmeğe muhtaç birisi, borç-harç bulduğu parayla spor araba kiralayıp etrafına caka satabilir.


Yeryüzünde riyası olmayan tek şey ise ölümdür. Hiç kimse ardından “kahraman” desinler diye ölümün soğuk yüzüyle tanışmak istemez. O yüzden en güzel takva ve ihlas ölçüsüdür şehadet.


20 Temmuz 2015’ten sonra Güneydoğumuzda başlayan operasyonlar medyaya daha çok istatistik veriler olarak yansıyor. Oysa gerçekte yaşananlar insanlığa, aşka, vefaya, vatanseverliğe, kahramanlığa ve hatta deliliğe dair sayısız hikayeden oluşuyor. Vatan için serden geçmiş yiğitlerin vakur duruşları ve fedakârlıkları senelerce kahpe terör örgütünün tasallut olduğu bölge halkı üzerinde de derin izler bırakıyor.

Sur'da yaşanan bir olay bunun en güzel göstergesi. Bölücü terör örgütü mensuplarınca evine ateş edilen ve Molotof atılan bir vatandaşımız 155 polis imdat hattını arayarak yardım istiyor. Polisimiz henüz bölgeye ulaşmadan aynı vatandaş ikinci kez telefon ediyor; “Ben yardım istemiştim ama beni kurtarmaya gelmeyin.” diyor ve devam ediyor ağlayarak; “Çocuklarımı ve eşimi banyoya sakladım. Ben direneceğim ama siz buraya gelmeyin. Yollara patlayıcı döşemişler. Beni kurtarmak için onlarca polis şehit olabilir. Bize bir şey olursa ben size hakkımı helal ediyorum.” Bu ve bunun gibi onlarca vefa ve veda konuşması var 155 kayıtlarında.

Her dönem kendi kahramanlarını çıkarır. Elbette tarih coğrafyayı vatan kılan, bayrak solmasın diye kanıyla sulayan bu cengaverleri altın harflerle yazacaktır. Ehl-i kalemin en büyük görevlerinden biridir tarihe not düşmek. Bölgede çok kayıp vermemize sebep olan en büyük etkenler EYP denilen el yapımı patlayıcılar ve tuzaklamalar.

Medyada pek çok kez görmüşsünüzdür. Bomba imha uzmanı polislerin giydiği özel bir kıyafet vardır. Güneydoğu’da görev yapan kahramanlarımızın göreve çıkarken, yani EYP (El Yapımı Patlayıcı) imha ederken bu kıyafeti giymediklerini biliyor muydunuz?

Evet giymiyorlar. Çünkü bölgeye döşenen en ufak patlayıcı miktarı 150 kilodan başlıyor. Ve bu şiddette bir patlamaya, basınca dayanabilecek özel bir giysi henüz imal edilmedi. Hakka teslimiyet, şehadete susamışlık bu olsa gerek. Düşünsenize dar bir sokakta ilerliyorsunuz. Üstelik yalnız değilsiniz, bir timin tüm sorumluluğu üzerinizde. EYP bir adımda mı, kapı tokmağında mı, yoksa bir oyuncağın içine mi gizlenmiş? Halının altına basma düzenekli bir bomba olabileceğini bilerek adımlıyorsunuz evin içini. Dokunduğunuz herhangi bir eşya patlayabilir. Rafta duran Kur’an-ı Kerim’in kapağını açtığınızda dehşet bir patlama ile havaya uçabilirsiniz ve bunun farkındasınız. Üstelik tüm bunları yaşarken 300 metre ilerideki bir keskin nişancının muhtemel hedefi olduğunuzu biliyorsunuz. Yetmezmiş gibi roket ve diğer silahların ateşi altındasınız.

Lütfen tahayyül edin ve bir an kendinizi o bomba imha uzmanı polisimizin yerine koyun. Bu halet-i ruhiye içinde tuzaklanmış EYP’yi buldunuz diyelim, bir cerrah titizliğinde eliniz titremeden çalışmak zorundasınız.


Çünkü; amacınız sadece terörist öldürmek değil, evde mahsur kalmış muhtemel bir sivilin hayatını da korumak. Ve kimsesiz kalmış evlerin ruhuna, anılarına saygı duymak. Öyle olmasa kim canını feda edip her adımda havaya uçabileceğini bildiği bir evde bomba imhasına girişir ki? Pekâla evi uzaktan tahrip ederek kökten “temizlemek” mümkünken.

Sağlam bir kalemden çıkmış hikaye gibi görünse de bölgede bunlar hemen her gün yaşanıyor. Belgesel çekimleri için bölgede bulunan güvenlik uzmanı Mete Yarar bakın şahit olduğu bir olayı nasıl naklediyor; “Bölgede karşılaştığım sayısız kahramandan birini anlatmak istiyorum. O bomba imha görevine giderken ben utançtan gözlerine bile bakamıyordum. Bu vatanın delilerinden biriydi o. Dar bir sokağa doğru ilerledi. Gözleriyle taşların dizilişini takip ederek farklı taşları bulmaya çalıştı. Yere çömelip dizlerinin üzerinde elleriyle toprağı kazışını dakikalarca seyrettim. Yüzlerce metre kabloyla çekilmiş, uzaktan patlatılacak bir bombayı arayan bir bomba uzmanı. Başına bir Go-Pro (aksiyon kamerası) kamera monte etmiştik belgesel çekimleri için. Kamera görüntülerini izlerken panik var mı diye ellerine baktım. İnanın bir beyin cerrahının parmaklarını gördüm. Bomba patlarsa parçasının bile bulunmayacağı bu insan nasıl bu kadar sakin kalabilirdi, anlayamadım. Üstelik o bu işlemi yaparken, bombayı uzaktan korumaya çalışan teröristler bölgeye ateş açıyordu. Refleks olarak bile kafasını kaldırıp başka bir yere bakmıyordu. Bu iş sıcak-soğuk oyununa benziyordu. Ekip eğer bombaya yaklaşıyorsa bombayı korumakla görevli teröristlerin saldırıları da artıyordu.”


TSK ve emniyet unsurlarınca yürütülen operasyonlarda çok sayıda kahramanlık hikayesi yaşanıyor. İdil’de “Şehit Özel Harekat Polisi Ersin Yıldırım Operasyonu” devam ederken yaşanan bir olay ise yüreğinizde fırtınalar koparacak cinsten.

İdil, yeni mahallede teröristlerin bulunduğu bir eve düzenlenen operasyon sırasında örgüt üyelerinin attığı el bombası ile bir özel harekat polisimiz boynundan yaralanıyor. Arkadaşları tarafından hemen hastaneye kaldıran polisimizin boynuna isabet eden şarapnel parçası riskli olması nedeniyle çıkarılamıyor. Ve gerekli tedavinin ardından rapor verilerek evine gönderilmek isteniyor. Ancak taburcu edilen yiğidimiz eve gitmek yerine yeniden operasyon bölgesindeki görevine dönüyor.

Gelin devamını yaralandığını ailesine söylemediği için adının açıklanmasını istemeyen özel hareket polisimizden dinleyelim.

"Bize teröristlerin bulunduğu bir ev gösterildi. Evin etrafını sardık. Yaklaşık 50 metre uzaktan eve ateş etmeye başladık. Karşıdan el bombası atıldı. O sırada bir şarapnel parçası boynuma geldi. İlk müdahale arkadaşlarım tarafından yapılmış ve beni zırhlı araçla hastaneye götürmüşler. Allah razı olsun UMKE görevlileri ve hastane çalışanları benimle çok yakından ilgilendiler. İki gün istirahat ettim. Şarapnel parçası hala boynumda ama sağlık açısından bir sıkıntım yok. Eve dönebilirdim ama bunu yapmak istemedim. Operasyonu bırakıp eve gitmeyi bir an bile düşünmedim. Çünkü biz burada yaşananları Hak ile batılın savaşa olarak görüyoruz. İnşallah kabul edilirse Hak yolunda gidiyoruz. Karşımızdakiler sadece ülke içindeki birkaç çapulcudan ibaret değil. Bunu herkes görüyor, izliyor. Birçok yerden destek alıyorlar. Onun için bizde hiçbir zaman bırakıp gitme düşüncesi oluşmadı. Buradaki arkadaşlarımızın hepsi Allah yolunda vatan, millet sevgisi ile buraya geldiler. Biz bu vatanın her karışını kanımızla aldık, kimseye de bırakmaya niyetimiz yok."

Operasyonlar kapsamında 5 aydır bölgede görev yaptığını söyleyen özel harekat polisi "Türk Silahlı Kuvvetleri ve polislerin mücadelesinden ziyade arkamızda milyonlarca dua ordusu var. Biz onlardan güç alarak, onların sayesinde buralara geliyoruz. Onların duaları olmasa herhalde hayatta zor kalırdık.” diyor.

Duanın gücüne inananlardanız. Zira “Dua mü’minin silahıdır” diyen bir peygamberin (sav) ümmetiyiz. Devlet ebet müddet yaşasın, ezanımız dinmesin, bayrağımız inmesin diye gül bahçesine girercesine kara toprağa giren şehitlerimizi rahmet, minnet ve dualarla anıyoruz.

Ve elbette bu uğurda gazi olarak onurlanmış kahramanlarımızı ve halen bölgede canla başla mücadele eden yiğitlerimize her dem dua ediyoruz.

Allah yiğitlerimizi başımızdan eksik etmesin. Onları korusun, kollasın ve yüce milletimize bağışlasın.

692 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page