google.com, pub-3163838852151076, DIRECT, f08c47fec0942fa0 AVA GİDERKEN AVLANMAYIN
top of page
  • Yazarın fotoğrafıYitik

AVA GİDERKEN AVLANMAYIN


İlk bilgisayarımı 1997 yılında satın almıştım. O zamanlar şimdiki gibi alternatif ve pratik çözümler olmadığı için internetim elbette Telekom’dandı. Dial Up modemler aracılığı ile bağlantı kurulurdu ve bu bağlantı çok sağlıklı olmaz, sık sık kesilirdi. İlk bağlantı sırasında çıkan iğrenç cızırtılı ses inanın şu an bile kulaklarımı tırmalıyor.


Benim için müthiş bir buluştu. Düşünsenize önünüzde o günün şartlarına göre oldukça iyi sayılabilecek bir monitörle adeta dünyaya pencere açıyorsunuz. Bilgisayarla yeni tanışan kullanıcıların ilk yaptığı şey çoğunlukla oyun oynamaktır. Ancak benim için yeni kültürlerden yeni insanlara tanışmak çok daha cezbediciydi.


O zamanın en popüler uygulamaları MirC dediğimiz sohbet odaları ve İsrail’li Mirabilis firmasının ürettiği şimdiki anlık iletişim programlarının atası diyebileceğimiz İCQ idi. I seek you (seni arıyorum) cümlesinin söylenişinden bu adı aldığı konuşulurdu o zamanlar. Herkesin bir UIN (user identification number) yani kullanıcı kimlik numarası ve bir nickname dediğim takma adı bulunurdu.


O zamanlar benim takma adım Selenga idi. Selenga yahut Selenge Moğolistan’dan doğup Rusya’da Baykal Gölü’ne dökülen bir nehir. Atalarımızın at koşturduğu coğrafyadaki bu nehri okuduğum tarih kitaplarının da etkisiyle zihnimde “tutsak nehir” olarak kodlamıştım. Kullanıcılar Selenga adını ilginç bulurlardı. Muhabbet buradan açılınca da döner dolaşır ve haliyle Türk coğrafyasına, Turan ülküsüne geliverirdi. Bu da benim hem arzuladığım, hem de hoşuma giden bir şeydi.


Yine bir akşam iş çıkışı yemekten hemen sonra hep yaptığım gibi oturdum bilgisayarımın başına. Bismillah deyip bağlantı programına tıkladım ve o iğrenç cızırtı sesine maruz kalarak birkaç denemeden sonra nihayet bağlanabildim. ICQ zaten bilgisayarla birlikte başlıyor ve bir kullanıcı çevrimiçi olduğunda yahut yeni bir mesaj geldiğinde çok hoş bir sesle uyarı veriyordu.


Web sitelerinde gezinirken ICQ’nun uyarısıyla mesaj ekranını açtım. Sohbetin ilk faslı kim gelirse gelsin genelde hep aynı olurdu.

- Mrb

- Asl Pls


Eski chat insanlarının %80’i kullanırdı bu kalıbı. Ama kullananların büyük bir çoğunluğunun ne anlama geldiğini bilmediğine eminim. İngilizce Age, Sex ve Location sözcüklerinin baş harfleriydi. Yani; yaşınız, cinsiyetiniz, neredensiniz?


Ben genelde yaşadığım yeri söylememeye gayret ederdim. Neyse yeni gelen arkadaşla sohbete başladık. Konuşkan ve hazırcevap biriydi. Ancak biraz sohbet ettikten sonra muhabbetin rengi değişmeye başladı. Zira karşımdaki şahıs sanırım kullanıcı adımdan dolayı benim kadın olacağımı düşündü ve iltifatlar etmeye başladı. Muhabbeti sürekli bir yerlere yönlendirmeye çalışıyordu. Ne açıktan, ne ima ile adımı yahut cinsiyetimi sormayı denemedi bile. Hedefine kitlenmiş vahşi bir hayvan gibi ben ne yazarsam yazayım hep bildiğini okuyordu.


Yaşını sordum, benden yaklaşık sekiz yaş küçüktü. Ama asıl şoku “Nereden yazıyorsunuz?” sorusuna gelen cevapla yaşadım. Zira kullanıcı benim memleketimdendi. Muhabbetin bundan sonrası hem eğlenceli hem de çok şaşırtıcı idi.


- Nereden yazıyorsun?

- İnternet kafeden.

- Orada iki internet kafe olduğunu biliyorum sen hangisindesin?

- ……. Kafe. Bu kafe benim, ben işletiyorum.

- ..….. sen misin birader?

- ????

- ....... kardeşim sen misin?

- Abi evet de sen kimsin?

- Ben falancayım.

- Abi Allah seni ne yapmasın ben de yeni bir kızla tanıştım diye heyecanlandım.

- Asıl Allah seni ne yapmasın yetmiş milyonluk ülkede bula bula yürüyecek beni mi buldun?


Aradan geçen onca yıla rağmen memleket ziyaretlerinde bu kardeşimle karşılaştığımızda hiç konuşmadan kahkahalara boğuluruz.


Hayat bazen gerçekten komik sürprizler yapabiliyor.


Bunu niye anlattım biliyor musunuz? Ben yazılarımda biliyorsunuz “yitik” “yitik sevdalar” takma adını kullanıyorum. Sosyal medya hesaplarımda da aynı kullanıcı adını kullanıyorum.


Ve halen bu kullanıcı adından yola çıkarak bana asılan, yürüyen hemcinslerim oluyor. Hepsine ayrı ayrı anlatmaktan, izah etmekten sıkıldım.


Yapmayın gözünüzü seveyim. Ayıp oluyor.

178 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page