google.com, pub-3163838852151076, DIRECT, f08c47fec0942fa0 14 TEMMUZ TÜRKMEN KATLİAMI
top of page
  • Yazarın fotoğrafıYitik

14 TEMMUZ TÜRKMEN KATLİAMI


Tarihte hiçbir millet yoktur ki neredeyse her şehri bir katliamla anılmasın. Osmanlının uzantısı, Türkiye'nin devamı bir coğrafyada yaşayan bu insanların tek suçları Türk olmalarıdır. Irak'taki hemen hemen bütün yönetimlerin, Türkiye'ye olan hırslarını ve hınçlarını Türkmenlerden çıkardıklarını söylemek yalan ve yanlış olmaz. Buna karşın Türkmenlerin, Türklüklerini korumak için verdiği mücadele çoğu zaman fark edilmemiştir.

Felaketler zinciri 1920'de Irak'ın Osmanlıdan kopup İngiliz denetimine geçmesiyle birlikte başlamıştır. Bundan sonra da Türkmenler Irak'ta hangi rejim ve kim gelirse gelsin, bu makus talihi yenememişlerdir.

İngiliz mandasındaki idareden krallığa, krallıktan cumhuriyete, cumhuriyetten diktatörlüğe; ezilen ve yok edilmek istenen tek millet Türkmenler olmuştur. Rejim ve yöneticiler değişmiş ancak Türkmenlerin makus kaderi asla değişmemiştir.Çok sayıda münferit katliam vardır. Ancak kitlesel katliamları unutmak mümkün değildir. Bu nedenle Türkmenlerin katliamı ve toplu idamları sırayla; 1920, 1924, 1946, 1959, 1979, 1980, 1991, 1996 yıllarında ve hatta Irak'ın işgalinden sonra da sürmüştür. Ama Irak Türkleri, bunların içinde 1959 ve 1980'i hiç unutamazlar ve bütün şehitlerini de 1959'daki Kerkük katliamının yıldönümünde anarlar.

Irak Türkleri, tarihlerinin en büyük ve en korkunç katliamını, 14 Temmuz 1959'da yaşadılar. Irak'ta Tümgeneral Abdülkerim Kasım kraliyeti devirmiş ve Cumhuriyet ilan edilmiştir. Bu ihtilal, 30 yıldan beri zulüm altında yaşayan Irak Türkleri için bir umut olmuştur. Cumhuriyetin ilanının birinci yıldönümünde, bu coşkuyu yaşamak onların da hakkıdır. Ne yazık ki bu sevinç ve ümit çok geçmeden yerini büyük bir hayal kırıklığına bırakır. Irak Türklerine bu yıldönümü şenlikleri zehir olur. Bir kalleş baskının kurbanı olurlar.

Katliam öncesinde, Irak Türklerinin önde gelenleri tutuklanarak, tecrit kamplarına gönderilirler Bu yetmiyormuş gibi, 14 Temmuz 1959 günü saat 17:00 civarında, gözü dönmüş caniler, şenliğin birinci yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Türkmen halkına saldırırlar. İlk şehit Osman Hıdır olur. Sokağa çıkma yasağı ilan edilir ama ne var ki yasak sadece Türkmenlere uygulanır.

Kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden yüzlerce kişi boğazlanır, iplerle caddelerde sürüklenerek katledilir... Çok daha fazlası da yaralanır, sakat kalır. Cana kast edenler, mala da göz dikmişlerdir Bu süreçte, Türkmenlere ait işyerleri ve mağazalar da yağmalanır. Bu vahşet 3 gün 3 gece sürer.

Bağdat'taki rejim ise bütün bu olup bitenleri görmezden geldiği gibi Türkiye'den de ses çıkmaz. Üstelik, Kerkük'te yaşanan insanlık tarihinin en acımasız vahşeti, Türk kamuoyundan da gizlenir. Bu tutum, Irak Türkleri için karşılaştıkları katliamlardan daha acı ve daha hazin olmuştur. 1959 Kerkük katliamı, bugün dahi Türkiye’de esefle hatırlanmaktadır.

Sonraki yıllarda, soykırımın aktörleri değişecek ama Türkmeneli yöresi ve Türkmenler için akıbet değişmeyecektir. 1968'de Baas partisi iktidara gelecek ve Türkmenler bu kez Irak'ın işgaline kadar Saddam Hüseyin'in korkusuyla yaşayacaklardır.

Saddam döneminin katliamları da saymakla bitmez. Ancak, 16 Ocak 1980 tarihinde, 4 Türkmen liderin (Türkmen Kardeşlik Ocağı Başkanı Emekli Albay Abdullah Abdurrahman, Doç. Dr. Necdet Koçak ve İşadamı Adil Şerif ile zindana atılan ve bir daha izine rastlanamayan Dr. Rıza Demirci) idamları asla unutulmaz.

Bu bir dönüm veya kırılma noktası olmuştur. Bu katliamda, Türkmen - Türkiye ilişkilerinde tedavisi uzun yıllar alacak bir yara açmıştır. Bu tarihte Türkmenler, ilk kez Türkiye' den umutlarını kesmişler ve bir sahipsizlik duygusuna kapılmışlardır.

Katliamlara tarihi bir perspektiften bakacak olursak şöyle sıralanabilir:

· Kaçakaç Katliamı, Telafer - 1920

· Levi Katliamı, Kerkük -1924

· Gavurbağı Katliamı, Kerkük – 1946

· Kerkük katliamı, 14-17 Temmuz 1959

· Tazehurmatu Katliamı-1, 1979

· Türkmen Liderlerin Katliamı - 16 Ocak 1980

· Tazehurmatu Katliamı -2, 25 Mart 1991

· Altunköprü Katliamı - 28 Mart 1991

· Erbil Katliamı - 31 Ağustos 1996

· Tuzhurmatu Katliamı - 22 Ağustos 2003

· Telafer katliamı-1, 09 Eylül 2004

· Telafer Katliamı-2, 21.02.2005

· Musul katliamı - 24 Eylül 2005

· Yengice Katliamı - 10 Mart 2006

· Karatepe Katliamı - 04 Haziran 2006

· Kerkük Terör Katliamı - 13 Haziran 2006

ABD ve koalisyon güçlerinin işgali altındaki topraklarda saldırılar hız kesmemiş, üstüne üstlük toplu katliamların yanında münferit cinayetler işlenmeye devam etmiştir. Saldırılar bu kez, ITC mensuplarına ve Türkmen kanaat önderlerine yönelmiştir. Bu dönemde işlenen münferit cinayetlerde; suikastlar ve yargısız infazlar ile trafik kazaları gibi şüpheli ölümler dikkati çekmektedir.

Bunlar arasında; M.Kemal Yayçılı (1 Mayıs 2004), Dr. Ferik Sait Efendi, İhsan Abdullah Efendi, Ahmet Arafat ve Azad Erbilli (23 Nisan 2004), İsmail Tuzlu, Yaşar Cengiz (8 Ocak 2005), Sabah Ketene (22 Nisan 2006), Ali Haşim Muhtaroğlu (25 Haziran 2013), Münir Kafili (24 Haziran 2014) sayılabilir.

Bütün bunlar göstermektedir ki Türkmenler, Irak'ta sürekli baskı ve zulme maruz kalmaktadır. Nihai hedef, Türkmenleri yok etmek, yok edilemeseler bile, Türkiye'den, Türk milletinden ve hatta Türk dünyasından koparmaktır.

Ama bilinsin ki bu coğrafya da tek bir Türkmen kalsa da şanlı bayrağımız semalarımızda dalgalanmaya devam edecektir.

Bu vesile ile 14 Temmuz 1959 günü katledilen 31 şehidimizi bir kez daha rahmet ve minnetle anıyoruz.


Aziz ruhları şad olsun.

192 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page