google.com, pub-3163838852151076, DIRECT, f08c47fec0942fa0 ŞEHİT NİHAT UYGUN
top of page
  • Yazarın fotoğrafıYitik

ŞEHİT NİHAT UYGUN

Güncelleme tarihi: 8 Şub 2022

Şehitlerimizi yâd etmek güzel bir haslet. Ancak sanki bunu biraz eksik yapıyoruz. Şehitlerimizi hayırla anmalıyız evet ancak bunu yaparken onlara kıyan katilleri de hafızamıza nakşetmeliyiz. Zira inanması güç ama katillerin pek çoğu günlük hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorlar.

Tam 25 yıl önce bugün şehit edilmişti Nihat UYGUN. Deri imalatçısıydı. Çevresi tarafından sevilen, sayılan birisiydi. Bir çocuk babasıydı. Ülkücüydü. Uzun süre Ülkü Ocakları içerisinde faaliyet yürütmüş ve kısa bir süre önce MHP Kartal İlçe Başkanlığı görevine seçilmişti.


Ramazan ayıydı. Nihat Uygun 3 şubat 1997 günü her sabah olduğu gibi 8:30 sularında çıktı Cevizli, Orhantepe Mahallesi, Hamitbey sokaktaki evinden. Ancak 8:45’te Halitpaşa Caddesinde pusuda bekleyen TİKB (Türkiye İhtilalci Komünistler Birliği) militanı kızıl komünistler tarafından silah zoruyla bir araca bindirilerek kaçırıldı. Daha sonra ise aracın içinde başına üç ve vücuduna 2 el ateş edilmek suretiyle katledildi.


Vatan haini katiller onun cesedini üzerinde TİKB imzalı bir bildiriyle birlikte evinin bir alt sokağındaki boş bir araziye bıraktılar. Cinayet sonrasında basın kuruluşlarını arayan bir militan; “Nihat Uygun'u, Osman Yaşar Yoldaşcan Müfrezesi adına Susurluk'ta ortaya çıkan faşist çeteleri ve özellikle liselerdeki faşist saldırıları protesto amacıyla cezalandırdık." diyerek eylemi TİKB adına üslendi.


O tarihler sol terör örgütlerinin en aktif faaliyet yürüttüğü dönemlerdendi. Aslında bu cinayetle örgüt açık ve tehlikeli bir provokasyona da imza atmıştı. Ancak MHP teşkilatı ve ülkücü kuruluşların sağ duyusu hazırlanan tezgahı bozdu.


Ve Nihat UYGUN şanına yakışır bir törenle 10 bin ülkücünün omuzlarında vakarlı bir şekilde uğurlandı sonsuzluğa.

Nihat Uygun’u şehit eden TİKB örgütünün MK üyesi ve askeri kanat sorumlusu Tamer Tuncer’den başkası değildi. İşin tuhafı Tamer Tuncer bu eylemi cezaevinde olması gereken bir zaman diliminde gerçekleştirmişti, zira firariydi.


1996 yılında Göztepe SSK hastanesi karşısında polisle çatışmaya giren TİKB militanları arasında Tamer Tuncer de vardı. O gün bir taksiyi gasp ederek polisten kaçmaya çalışan Tuncer, Beşiktaş’ta tertibat alan polislerle çatışmaya girmiş ve bu çatışmada bir polisi şehit ettikten sonra yaralı olarak ele geçirilmişti. Akabinde mahkemeye çıkarılan Tuncer’in tutuklu yargılanmasına karar verilmiş ve Üsküdar E Tipi cezaevine konulmuştu. Ancak Tuncer yargılaması sürerken 4 militanla birlikte 96’nın Ağustos ayında firar etmiş, bir dizi silahlı gasp, soygun ve cinayet gibi eyleme imza attıktan sonra nihayet 3 şubat 1997 günü de Nihat Uygun’u katletmişti.


Yakalanmaları ise Nihat Uygun’un şehadetinden çok sonra 21 Mayıs 1998 tarihinde gerçekleşti. Polis uzun zamandır hazırlığını yaptığı operasyona “Balyoz” adını vermişti. Bahçelievler’de tespit edilen hücre evine yapılan baskında sadece Tamer Tuncer değil, örgütün askeri kanat üyesi 7 militan daha ele geçirilmişti ve bunlardan bir tanesi de Tamer Tuncer’in kardeşi Mete’ydi.


Evden çıkan malzemelere operasyonu yapan polisler dahi şaşırmıştı. Zira 2’si Scorpion, 1’i Lingveron ve biri de MP-5 olmak üzere 4 otomatik tabancayla birlikte, 10 adet çeşitli marka ve çapta tabanca, susturucular, sahte plakalar, sahte kimlikler, bilgisayarlar, bomba yapımında kullanılan malzemeler ve iki de telsiz ele geçirilmişti. Daha sonra bu telsizlerden birinin Kadıköy’de 1 Mayıs’ta linç edilen polis memuru M. F. A’nın olduğu, ayrıca polis memurunun silah ve kimliğinin de evden çıktığı açıklandı.

Operasyon derinleşince anlaşıldı ki; bu militanlar 5 cinayet ve 9 gasp olmak üzere TİKB adına tam 21 eyleme imza atmışlardı.


Peki sonra ne oldu dersiniz?


Tamer TUNCER ve beraberindekiler tutuklandılar. Tamer tutuklu oldukları süre zarfında ölüm orucuna yattı. Ve duruşmaların çoğuna katılmadı. 2002 yılında Adli Tıp Kurumu Tuncer ile ilgili "cezaevinde kalamaz" raporu verdi. Ancak İstanbul 2 no'lu DGM bu raporu dikkate almadı. İyi ki de almamış zira zaman gösterdi ki adli tıp kurumunun verdiği "cezaevi koşullarında yaşayamaz" raporuna rağmen Mete Tuncer tutukluluk süresi 10 yılı aştığı için Nisan 2009'da serbest bırakıldı.

Tuncer daha sonra Almanya'ya giderek siyasi iltica talebinde bulundu. Türkiye, örgüt üyeliği ve anayasal düzeni yıkmaya çalışmak sucundan müebbet hapis cezasına çarptırılan ve cezası Yargıtay tarafından onanan Tamer Tuncer'in Almanya'dan iadesini resmen istedi. Akabinde Tamer Tuncer 25 Ekim 2011 tarihinde yaşadığı Recklinghausen kentinde mahkeme tarafından tutuklanarak Bochum Kapalı Cezaevi'ne konuldu.


Tutuklandığı günden itibaren iade edilmemek için açlık grevine başlayan Tuncer ile ilgili o günlerde sol örgütler tarafından yoğun bir propaganda kampanyası yürütüldü. Ve nihayet beklenen oldu ve 4 Kasım 2011 günü Alman makamları Tuncer’i serbest bıraktı.


Tamer TUNCER halen Köln ve çevresinde çocuklara, gençlere ve ailelere resim kursları veriyor.

Kendisini “Resimle ilgilenen sosyalist bir devrimci” olarak tanımlayan Mete Tuncer Türkiye’de faaliyet yürüten inşaat işçileri sendikasına destek olmak amacıyla 2020 haziranında sosyal medyada dijital sergi bile açtı. Ve üstelik bu sergisi pek çok sol basın yayın organında haber oldu.


Bunda ne var diyebilirsiniz ama Tamer TUNCER halen Türkiye tarafından dünyanın her tarafında kırmızı bültenle aranıyor. Sadece o değil, kardeşi Mete de kırmızı bültenle aranıyor ve o da Almanya'da yaşıyor.


Tıpkı Belçika’da yaşayan, Sabancı’nın faili Fehriye ERDAL gibi.


Hatırlatmakta fayda var Gün SAZAK’ı şehit eden katiller de uzun yıllar Almanya’da hayatlarını rahat bir şekilde sürdürdüler. Bir tanesi intihar etti, bir tanesi ise halen bir kafe işletiyor.


Türkiye’de başta 5 cinayet, 9 gasp olmak üzere 21’den fazla silahlı eylem yap. Ama bir yolunu bul Almanya’ya kapağı at; “düşünce suçlusuyum” de ve gününü gün et.

Ne güzel hayat değil mi?

378 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page