google.com, pub-3163838852151076, DIRECT, f08c47fec0942fa0
top of page
  • Yazarın fotoğrafıYitik

SENSİZ ZAMAN GÜNCESİ


Gece tüm efsûnuyla çökünce şehrin üzerine, başlıyor yalnızlığın gövde gösterisi. Mermer zemine vuran, demir ökçe sanki yalnızlığın ayak sesleri. Tüm hücrelerimde büyüyor çığlık çığlık aks-i sedâsı. Her adım tok bir ses ve tenhasında yankılanıyor gönlümün. Ya siyah ya beyaz ortası yok artık ömrümün. Bir yetim ağlıyor Şimdi yüreğimde Geceyi ıslatıyor Kanlı gözyaşları Âlem uykuda, Herkes kendi deminde Bir benim uyanık Bir de mezar taşları Kaç zamandır yağmura hasret topraklar kadar özledim uykuyu. Önce düşünceler uykuya salmıyor, sonra onlar gidiyor ama uykuya vakit kalmıyor. Tarifi zor bir ahvâl biliyorum. Keşke haykırsa yüreğim gelse dile. Atlas yorgan, kuş tüyü yastık olsa nafile. Zorluyorum kendimi ama uyumak ne mümkün. Okyanusa düşmüş yüzme bilmeyen bir adamın can havliyle sarılıyorum Mevlâna'nın sözlerine: “Soruyorlar bana Gecelere kastın ne, Neden hiç uyumazsın Şaşarım Seven insan nasıl uyur Aşığa her türlü uyku haramdır."

Ve dudaklarımda o türkü: “Yârim yaramdır...”

Ne kitaplar avutuyor gönlümü ne de yanık türküler. Neredeyse üç aydır kalemimi almadım elime. Oysa ne çok şey var yazacak ve ne çok şey, anlatacak. Hüznü kutsamak istemedim belki. Belki de kaçtım kendimden ve daha çok korktum söyleyeceklerimden. Yoksa sözcüklerimin buzdan kristaller gibi yüreğine ulaşmadan yok olma ihtimali miydi beni korkutan bilmiyorum. Bahçemde ki zamansız çiçek açan badem ağacı gibiyim. Baharı görmeden ölmek istemiyorum. Yine serime karlar yağsın istemiyorum. Yeminim var. Ya seninle olacağım Ya da sensiz öleceğim Eğer benden gidersen Ben de seninle geleceğim. Ve şimdi apansız, Sıyırmışken kından kalemi Düne dair ne varsa siliyorum Yığsalar da önüme cümle alemi Seni ezelden ebede seviyorum 26 Mart 2010

611 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

ENKAZ

bottom of page