Demir tava geldi kömür bitti, akıl başa geldi ömür bitti
Dün gece, karanlık saçlarını serince şehrin üzerine, tarifsiz bir hüzün karabasan gibi, gelip çöreklendi yüreğime.
Adeta kırıldı kolum kanadım. Haykırmak istedim ağzımda kayboldu sesim. Öyle bir hâl ki sanki boğdu beni kendi nefesim.
Kaçmak istedim, kımıldayamadım.
Kaleme sarıldım bir ara. Kağıda dökeyim dedim içimi.
Ama ne mümkün. Uzun bir gece yolculuğunda yan yana düşmüş iki yabancı gibi, ben kağıda baktım, kağıt bana.
Tek satır yazamadım.
Neden sonra bağlamam takıldı gözüme.
Ve bir türkü yaktım karanlığa.
Üflediler söndüm Karanlıkta gördüm Çokta bilmezdim ama Derindeymiş pek derdim
Sandım ki; inlerse sazım ve o tenhada yankılanırsa avazım, sesimi duyan, kapımı vuran, halimi soran olur.
Ama yok.
Yalnızlığın deminde, kalakaldım koynunda gecenin. Ve orada ne aruzun hükmü var ne de hecenin.
Sokak lambasından sızan sarı ışıkta, cama vuran yağmur damlacıklarını seyrettim bir müddet.
Tarifsiz bir boşluk kapladı içimi.
Bir beklentim kalmamış artık bahardan, yazdan. Sanki bir uçurumun kenarındayım ve görünmeyen bir el itecek birazdan.
Kim bilir yalın bir gerçek yahut gerçek üstü bir düştüm. Ve düşüncelerin gayyasına düştüm.
Düşünceler ki; şakağımda iki paslı çivi, başım çatladı çatlayacak.
Ve içimdeki ben uçurumdan atladı atlayacak.
İki el bir baş içindir dedim. Oturup sakince hasbihal ettim içimdeki benle.
Dedim ki; Ey Kür Şad!
Bu bedbinliği sök at!
Bir tiyatro sahnesi gibi hayat. İlahi bir senaryo var ve sana yazılanı oynayıp iniyorsun.
Eğer baş rolü başkasına kaptırırsan, kendi hayatının figüranı olursun.
Üzülürsün, incinirsin, kırılırsın ve hatta paramparça olursun ama “seyirci” mutlu olsun diye o eğreti maskeyi takar ve oynamaya devam edersin.
Peki neden?
Yaratılmışların gönlünü hoş etmek için mi geldin dünyaya?
Hem nedir bu kaygın, nedir bu telaşın?
Kimden kaçıyorsun, nereye yetişeceksin?
Hiç mi umursanmadın?
Hiç mi sevilmedin?
Hiç mi mutlu olmadın?
Üzülme!
Bu filmin sonunda herkes ölecek.
Evet sen de öleceksin ve o gün herkes seni çok sevecek.
“Nerden biliyorsun?” diye sorma.
Bazı ölüler gömülmez! Heyhat! Ey Kür Şad!
Bu bedbinliği söküp at!
Comentarios