ÖLMEZ BU HAREKET

Erhan Cengiz Ülkücü Hareketin 12 Eylül öncesinde verdiği son şehitti. Kızıl kurşunların hedefi olduğunda henüz 18 yaşındaydı.
Erhan CENGİZ şehit düştüğünde ağabeyi Oğuzhan CENGİZ Kartal-Maltepe Askeri Cezaevi’ndeydi. Yani kardeşinin şehadet haberini Yusufiye’de almıştı.
Oğuzhan ağabeyin kardeşi Şehit Erhan Cengiz’in ardından taş medresede kaleme aldığı BİR YILDIZ KAYDI başlıklı aşağıdaki yazı 9 Eylül 1980 günü Hergün gazetesinde yayınlandı.
Aşağıdaki satırları dikkatle okumanızı ve okurken empati yapmanızı istiyorum. İki yıldır cezaevindesiniz, her türlü insani imkândan yoksunsunuz. Bilakis hak ihlâlleri ve insanlık dışı muameleler arş-ı âlâya ulaşmış. Ve o halet-i ruhiye içerisinde üzerine bir de kardeşinizin kurşunlandığı haberini alıyorsunuz.
Allah aşkına kaçımız bu vakarı, bu metaneti gösterebilirdik?
Bu adanmışlığın, imanın zirvesi değil de nedir?
Daha önce de yüzlerce kez okuduğum bu yazının benim için ana fikri şudur; ÖLMEZ BU HAREKET ÖLMEZ BU DAVA!
Şehit Erhan Cengiz öznesinde ömrünün baharında gül bahçesine girercesine kara toprağa giren tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Aziz ruhları şad olsun.
BİR YILDIZ KAYDI

O bir yıldızdı. Türklüğün üzerine çöken insafsız gecenin karanlıklarını yırtarak Türk İslam dünyasını aydınlatmaya çalışan yüz binlerce yıldızdan biriydi ERHAN CENGİZ. Henüz 18 yaşındaydı. Fakat, yaşından beklenmeyen bir olgunluğa sahipti.
Yaşıtları kahve köşelerinde tavla oynarken, yaşıtları meyhanelerde, diskoteklerde sabahlarken, mensubu olduğu milletin meselelerine sahip çıkmış, Türk milletini mutlu, Türk devletini güçlü kılma mücadelesinin ağır yükünü omuzlamış, inandığı kutsal dava uğruna gecesini gündüzüne katmıştı.
Türk milletinin, Türk devletinin, bugün içinde bulunduğu durumda gezip tozmak, eğlenmek, gülmek bize haram diyordu.
O da her Ülkücü gibi davasına vakfetmişti özel hayatını.
Vatan hainleri için bir korku, vatanseverler içinse bir sevgi ve güven abidesi haline gelmişti çevresinde.
Kendini her yönden bir dava ve teşkilat adamı olarak yetiştirmişti ERHAN...
Bir set çıkmıştı ihanet şebekelerinin karşısına ve onların oyunlarını bir bir bozup, milletimizin gözleri önüne sermeye başlamıştı.
O'nun bu faaliyetleri, Türkiye üzerinde karanlık emeller besleyen vatan hainlerini dehşete düşürmüştü.
O, milletine ve davasına hizmet ettiğini bilmekle beraber, bu mücadeledeki yerini ve hizmetinin ne kadar büyük olduğunun idrakinde değildi belki.
Ama kızıl kuklalar farkındaydılar ERHAN'ın bu mücadelede yerinin büyük olduğunun.
Ve karanlık odada alınan karar, yine karanlık bir gecede uygulandı.
Kızıl namlulardan çıkan kurşunlara hedef oldu Türk İslam Ülküsünün yiğit bir savaşçısı daha.
Bir yıldız kaydı.
Son bir kez parçalayarak karanlıkları.
O'nu, zayıf omuzlarına yüklendiği büyük ideali için vurdular.
O şimdi cennet bahçesinde kendisi gibi yaşayan ölülerin, Özmenlerin, Önkuzuların, Darendelilerin, Haşatlıların, Orhan Barutların, Gün Sazakların arasında yüzlerce, binlerce, onbinlerce şehidin arasında.
Biz ezildikçe çoğaldık, bir öldük bin dirildik.
Şehadet mertebesine erişen bir Ülküdaşımızın hatırası; şehit Ülküdaşlarımıza layık birer dava adamı olabilmek, onlara yetişebilmek için daha fazla çalışmamızı sağlayan, mücadele azmimizi arttıran birer itici güç oldu.
Davamıza daha sıkı sarıldık, yılmadık, yıkılmadık, güçlendik...
Her geçen gün zafere adım adım yaklaşıyoruz. Küfür düzeni yıkılana kadar yürüyeceğiz, adaleti getirene kadar yürüyeceğiz. Köleliğe karşı verilen mücadele başarıya ulaşacak, Türk'ü köle yapmak isteyenler döktükleri kanda boğulacaktır.
Maneviyatta, ahlakta, ilim ve teknikte öncü, büyük ve müreffeh Türkiye mutlaka kurulacak.
Türk islam medeniyeti cihana yeniden ışık tutacaktır. Ülkücü Hareketi tertipler, tuzaklar, işkenceler, hapishaneler ve cinayetlerle yıldıracaklarını zannedenler yanıldıklarını anlayacaklardır.
Ülkücülerin davası, Ülkücü Şehitlerden alınan manevi gücün himayesinde her gün biraz daha olgunlaşarak hedefine doğru ilerliyor.

Ülkücü Türk Gençliği olarak, ALLAH (C.C.)'ın huzurunda Erhan'ın ve bütün şehit Ülküdaşlarımızın aziz ruhlarına söz veriyor ve yemin ediyoruz ki,
Bayrağı şehit Ülküdaşlarımızın bıraktığı yerden devralarak, düşürmeden ve lekelemeden en kısa zamanda menzile ulaştıracağız...
Ülkücü Şehidimiz Erhan CENGİZ'e ALLAH (C.C.)'dan rahmet, şerefli Türk Milletine baş sağlığı dilerim.
'İnsan bir sebep için yaşamalı'
Bu söz doğru fakat ilave edelim;
Bir sebep için de ölmeli.
Sen şehit oldun yiğidim!...
Bir öldün ama bin yaşayacaksın.
Ülkücülüğün tarifini böylesine yücelttiğin için...
Oğuzhan Cengiz
Kartal-Maltepe Askeri Cezaevi
9 Eylül 1980 Salı Hergün Gazetesi/ Ülkücüden Ülkücüye